İletişim evrensel ilkelerin en başında gelir. İnsanoğlu var olduğundan itibaren iletişim kurma çabası içine girmiştir; kimisi duvarlara çizebilmiş, kimisi kağıtlara yazabilmiş, kimisi dudakları arasından salıvermiş sözcüklerini. Bugün ise her gün sık sık kullandığımız bir kelime ile başlayacağım yazıma : Günaydın. Sözcüğün anlamı evin içinden başlayarak, sokağa doğru taşar. Kedinizden, saksınızdaki bitkinizden, ailenizden, eşinizden sakınmadan dolu dolu söyleriz ve birbirini etkileyerek söylemeye devam ederiz; poğaçanı aldığınız fırıncıya, bindiğiniz otobüs şoförüne, iş arkadaşlarınıza… Her zaman kullandığımız bu kelimeye, yeni bir bakış açısıyla bakmanızı teklif edersem?
Kelime anlamlarını kendi içinde barındırıyor zaten; aydınlık, aydınlığa çıkmak, umut ve nicesi. Her yeni bir gün yeni bir başlangıç ile doğar. Bu başlangıç hepimizin içinde yer alan potansiyele bağlıdır. Çok ekstrem bir durum olmadıkça gününüzün yönünü siz belirlersiniz. Bugün gerçekten yeni bir gün mü ayacak, yoksa bugünü yaşadığım olumsuz olayların devamı olarak devam mı ettireceğim ? Yazıldığı kadar kolay olmadığını biliyorum, ki haklısınız da. Yeni bir günü aydınlatmak kolay bir meziyet olmasa gerek. Asıl problem günü aydınlatmak değil, karartmaktır. Yeni başlayan bir gün aydınlığıyla size gelirken, zor olanı yani günü karartmayı seçmekle zoru başarabildiğinizi fark ediyorsunuz. Kendi içinizdeki potansiyele dönerseniz ne olur ? İçinizde barındırdığınız potansiyele dönün, yeni bir gün başladı ve ben bu günü karartmak için uğraşacak mıyım?
Olumsuz olaylar hayatın bize sunduğu kaçınılmaz durumlardır. Hiç bir zaman dört dörtlük, mucizelerle dolu bir hayat yaşayamayacak olabiliriz fakat bunu başaranlara tanık oluruz. Ne yaşanırsa yaşansın, ertesi güne yeni umutlarla başlayan kişileri düşünün. Aslında onları gamsız, dertsiz tasasız, hiçbir şeyi umursamayan insanlar olarak nitelendirdiğimizi görürüz. İşin aslına bakıldığında çoğu zaman enerji dolu olan bu insanlar, yaşadığı olumsuz olayları o gün içerisinde halletmeye, bırakmaya alışmış ve ertesi güne yeni bir sayfa açmayı başarmış insanlardır. Kendinizi kötü hissettiğiniz ve bunun ertesi günü etkileyeceğini düşündüğünüz zamanlarda size iyi gelen şeyleri yapın. İlla dışarı çıkmak, birileriyle konuşmak zorunda değilsiniz. En sık başvurulan olumlama cümlelerini kullanmayı ihmal etmeyin: İstiyorum demek yerine sahip olduğunuz güzellikleri kullanın, net cümleler kurun ve cümleleriniz başkaları ile kıyaslama içermesin. Cümlelerinizi kendinize yönlendirin. “İyi bir hayata sahibim, sahip olduklarıma şükrediyorum, bu işi başarırım.”
Mucize sizsiniz, dışarıdan gelecek olan sadece içinizdeki mucizeye yardımcı olacak küçük etkilerdir.
Aydınlık dolu günler doğurabilmeniz umuduyla, sevgiyle kalın.
Psikolog Hazel Yiğitalp