Ve göl uyandığında duvarda şunları okuyacaktı; iyi ve kötünün asma köprüsünden geçerken aşağıya bak, orada çığlık atanları ve kuytu köşelerde susanları göreceksin. Susanların ağızları açık, haykıranların dudakları dikili. Sonra bir karga çıkacak karşına tutunduğun asma köprünün kalın halatına konacak. Arkanda bir ejderha, önünde bir tilki. Tilkinin arkasında ışıklarla donatılmış bir bahçe. İşte o an bir karar vereceksin.
Bak burası çok önemli……………………. Ve göl uyandığında duvarda şunları okuyacaktı;
Ya tilkiden daha zeki, ya da ejderhadan daha cesur olmalısın. Karganın ne demek istediğini anlamayanlar dudakları dikili olarak haykıracaklar. Karga gibi bekleyip sustuğunda ejderhanın ve tilkinin kaybolduğunu göreceksin. Ki burada vicdan devreye girecek. (Tabii ki varsa)
Sen düşüneceksin ve karga lastik top yutmuş yanaklarıyla gülecek haline. Sinsi göz yaşları kanlı ok olacak yalanlarına. Konuşmak istediğinde ve her yalanında gak sesi sana tokat gibi vurduğunda, sen çoktan Anka kuşuna binip uçmuş olacaksın. Bak burası çok önemli……………
İşte o an kuytu köşelerde ağızları açık susanları anlayacaksın. Derin yalnızlığında kaybolup karganın sinsi kanat çırpışını kaçıracaksın. Dur ve dönüş bunu yaptığında iyi ve kötü için değil sadece kendin için kendin ol. Işıklarla donatılmış bir bahçe için var olduğunu bil.
Yavaşla. Çıkarın için yolduğun papatyanın canı acıdı mı diye düşün.
Ve Anka kuşuna binip gittiğin yerde kendine bir dal papatya al. Hunharca parçala ve yerlere saç…. Canlının canı acıdı mı diye sor…. Bir karga gak derken yanında kahkahalarla, sen duru bir göl gibi uyanacaksın. Uyandığında göl kurumuş, karga gitmiş, ağzı dikili yalnızlığında yok olmuş olacaksın. Papatyanın tek suçuysa tutku sahiplerinin kendinde kader aramaları sonucu parçalanmak olacak.
Gülme, güleme.
Despite everything life goes on
…………………………..
Kadınca çığlık çığlığa
Fotoyu görüyor musunuz?
İşte tam da bu. Kocaman bir boşluk, hamamböceğine basınca çıkan ses etkisi ve x (eks) oluyorsun. Çizgi filmlerde çocuklar, mutluluktan yorulurlar.
Ben de kahkaha atmayı severim.
İnanmak çok özel bir kelimedir.
İ – nan – mak Teslim olmaktır.
Hayatını teslim edersin. İyi günde, kötü günde. Biliyor musunuz palavra. Hani hep derim ya, çıtır kadınlar para için tenlerini hayat kadını gibi para için gudubet adamlara satarlar diye… Hani hep derim ya iş arkadaşı önemlidir, iyi seç, yanındayken arkandan konuşmasın diye… Dostunu da iyi seç yanındakini almaya çalışmasın amannnnn. Tek kimliğim insan olmak, varlık sebebim ise ruhumu beslemek… Hayatın da hep senin ailen gibi insanlarla karşılaşacağın harddiskine kaydedilirse işte o zaman kale duvarına bodoslama kafa atarsın.
Sıfırdan 20 tl ile hayata başlarsın. Neler görür geçirirsin. Evde aş mı kaynayacak, taş mı kaynayacak diye yataklara düşersin. Minicik fındık içi çocuk yetiştirmek için didinirsin, uğraşırsın, çabalarsın.
Sen kalmamışsındır. Sadece suretin vardır. Sessiz kocaman çığlıklar atarsın da sinek vızıltısı mı derler.
Başarırsın, kıskanırlar. Alımlısındır kıskanırlar. Güzelsindir kıskanırlar (Güzelim vallaaa) 😍Amaaan biz de yapabiliriz derler.
Tırnaklar kazımaktan kırılmıştır ama nasırlar seni sonunda zirveye taşımıştır. Hayat sana adalarda kırbaçlanmaktan bitmiş fayton atları gibi diz çöktürmüştür.
Sen yine de gülersin. Kuş sesine, rakı kadehine, Beşiktaş’a ve sürprizlere.Sürpriz hep güldürmez bazen de bir kadını çok fena küstürür. Erk olmak erkeğe bahşedilmiştir. Korumalı kollamalıdır. Yarı yolda bırakmayan, arkandan vurmayandır. Seni dolandırıp gitmeyendir erkek.
Çocuğunun nafakasını vermemek için yargıtaya fakir olduğunu belgelemek erkeklik midir?
Bir kadını gerçekten sevdin mi?
Ama öyle öptün, seviştin, sarıldın, uyudun falan değil; en son ne zaman bir kadını gerçekten sevdin? Uyku sersemliğini, dağılmış saçlarını seveceksin.
Arkasından vurmayacaksın.
Erkek anneleri, evlatlarınızın ruhlarını iyileştirin.
Kocalarınızdan gördüğünüz zulmü aldatmayı oğlunuza öğretmeyin.