İnsanın dünyadaki düzeni, sonunda sevgiye ulaşsa da, üç kuramdan oluşuyor: İçimizdeki sonsuz hasret, asla bitmeyen keşkelerimiz ve elbet içimizi ferahlatan şükürlerimiz…
Hepsine bir şeyler söyleme hakkınız olsaydı örneğin ya da hakkında konuşma benzer biçimde bir şansınız, siz neler söylemek isterdiniz? Ben kendi cümlelerimi yazdım ve sizinle paylaşmasam olmazdı. Bir ihtimal sizin de kuracağınız cümlelere destek sunar.
Hayatımızı yöneten bu üç olgu, birbirinden ayrı mevzular benzer biçimde dursa da, sonunda bir noktada birleşecek ve ben hep inanıyorum ki, bizi de o kurtaracak; sevgi…
Sevgili Özlemek
Ben hep anne ve babasını oldukca özleyen bir çocuktum. Ne süre yansa canım, başımı bir kare kaldırıp gökyüzünü seyreder, onların da beni düşünüp düşünmediğini ölçerdim. Bulutlar iç içeyse, ruh karartan havaya sebep oluşlarına aldırmaz, yüzüme yayılan gülümsemenin tadını çıkarırdım. Azca sonrasında patlayacak Nisan yağmurunun saçlarımı uzatacağına inancım da cabası…
Akdeniz kanı yavaş akıyor. Yağmur söylediğin öyleki devamlı yağmıyordu. Kavuran bir nisan günü yağan yağmur da, şenlik demekti. En oldukca çocuklar için…
Bu cümleler aklımdan geçip de telefonuma not aldığımda köprünün üstünden geçerken 500T’nin penceresinden bulutları izliyordum; her sabah yaptığım benzer biçimde. Birbirini sarmalayan, takip eden bulutların, azca sonrasında havanın patlayıp iliklerime döküleceğini haber verişine aldırmadım. Gene onlara sevgiyle baktım. Hem şunun şurasında ne kalmıştı ki Nisan yağmuruna… Kim bilir, bir ihtimal bu Nisan yağan yağmurlar da uzatırdı gene saçlarımı…
Yeter ki içimde keşkeler birikmesin, gerisi elbet hallolurdu…
Sevgili Keşke
Iyi mi da sarıyorsun ruhumu, iyi mi da boğazlıyorsun dar gömleğim benzer biçimde çeneme kadar… Yamuk kesilmiş kahkülümü senden saklamak isterken ne oldukca uzaklaşmışım benzer biçimde, göğüs kafesime biniyorsun gene bir gece yarısı…
İnadım direnme, kafamın dikine giderken duvara tosladığımda aklımızdan geçen ilk sözcük olmak zorunda mısın hakkaten? Dilimizden dökülen onca hece, aslına bakarsak niçin hep bir “keşke”ye çıkar ki bu şekilde?
Kuyrukları birbirine değmeyen kırk tilkinin kalbimize dolandığı o an başlarız ya hani:
O gün orada susmasaydım? Bir bildiri atmak bu kadar zor olmasaydı? “Canım yandı, ondan sustum; canım yandı ondan bağırdım” diyebilmenin enerjisini içimde bulabilseydim? İş keşkeye vardığında, ne oldukca uzuyor insanoğlunun iç sızısından dökülen cümleler…
“Yaşamak güzel” cümlesinin altı, benim bildiğim benzer biçimde, benim istediğim benzer biçimde olduğunda dolar sandım hep. Meğer ne büyük yanılgıymış. Kesişen yollar, daralan zamanlar hesap sorarmış meğer sonrasında senden…
İnsan her keşkesine çözümü, gene şükretmekte bulurmuş sonunda…
Sevgili Şükür
Bir an düşünün; oldukca uzaklara dalıp geçmişinizi eskittiğinizi, edindiğiniz tüm pişmanlıkları yüzünüzdeki o sevilesi çukura gömdüğünüzü, gölgenizin daima arkanızda bulunduğunu ve galiba en güzeli; uzakların siz dalıp gittikçe daha da uzaklaştığını… Öylece durup, yalnız düşünün.
Düşünmek ve bununla beraber gülümseyebilmek mühim şey vesselam… Yanağındaki çukuru dolduran onca pişmanlığa karşın üstelik ve iyi ki!
Ve bunların yanında bir güzel şey daha var ki, çukurları derinleştirir. Bir el, hep omzunda bulunduğunu bildiğin, her yeni günü yeni bir ümit icra eden bir güç benzer biçimde… O elin sahibiyle birlikte düşünüp birlikte yürümek zamanı şimdi. Her başını çevirdiğinde seni görmeli bu tılsım ve sen artık dönerek ondan yana her baktığında o çukurdaki tüm pişmanlıklardan sıyrılmalısın. Bir güzel rüya görüp tüm karaları beyaza çevirmelisin. Affetmeyi bilmeli ve buna ilkin kendinden başlamalısın! Bu beyaz sevdada senin de bir kıymetli elin var artık omzuna dokunmuş; var mı ötesi?
Ne oldukca iç çekişimiz, ne oldukca vazgeçişimiz var hayatta. Her sevgiyi gerçek zanneden o güzel kalbimizle yenildiğimizde anlıyoruz iç çekişlerimizin anlamsızlığını. Bir ihtimal her şeyin. Zira aslolan olan salt sevginin kalbimizdeki ömürlük kıymeti…
Dilerim kalbimizin kıymeti, taşını yerinde ağartsın, içimizi en oldukca sevgi doldursun…
Sevgimle…
Damla Karakuş
hususi içeriğidir.