Çocuklar büyüme aşamasında duygusal,sosyal ve bilişsel olarak bir sürü evreden geçerler. Bu evrelerde önemli olan duygusal olarak sağlam bir temel üzerinde olmaktır. Bu anlamda sağlıklı bir zeminde ilerleyen çocuk, sosyal,bilişsel ve akademik alanlarda emin adımlarla ilerleyebilir.
Bu temelin atılması anne karnında başlıyor, emzirme dönemi ve sonrasında da devam ediyor. Bebekler annelerinin verdiği sevgi ve şefkatle beraber benlikleri ve hayat hakkındaki düşüncelerini olumlu yönde oluşturmaya başlar. Duruma göre “Ben yeterliyim, olduğum gibi iyiyim” ya da “yetersizim, kimseye güvenemem” gibi düşüncelerin temeli atılır.
Bu bağlamda okul çağına gelmiş çocukların “Aferin, çok güzel yaptın” gibi cümleler dışında duyması gereken cümleler, hissetmeye ihtiyacı olduğu duygular vardır:
Seni seviyorum.
Seni anlıyorum.
Seni dinliyorum.
Çocuklar yetişkinler gibi duygularını kelimelerle ifade edemeyebilirler. Örneğin, kardeşi olacağını öğrenen bir çocuk hırçın tavırlar sergileyebilir, arkadaşlarıyla problem yaşayabilir. Beslenme sorunları başlayabilir, alt ıslatabilir. “Kardeşim olunca – aynı şekilde sevmeyeceğinizden korkuyorum” diye dile getirmesi pek mümkün olmayabilir.
Çocuklar söz konusu olduğu zaman aktif dinleme becerisinde yalnızca sözel dinleme değil davranış dinleme becerisine de sahip olmak gerekiyor. Bu tip durumlarda, çocuğun duygularını görerek bunları çocuğa yansıtmak, çocuğun duygularını ifade etme becerisini arttırır. Bununla beraber kendini sakinleştirebilme becerisini de elde eder. Duygularının yansıtılmasıyla birlikte kendini keşfederken özgüveninin de gelişmesine katkıda bulunur; “değerlilik” ve “yeterlilik” algıları gelişir. Örneğin;
“…. olduğunda öfkelendiğini görebiliyorum.”
“Sanırım arkadaşlarının seninle uğraşmasından endişeleniyorsun”
“Başa çıkmaya çalıştığını görebiliyorum”
“Bu durumda endişelendiğini fark ettim”.