Projenin Adı : “KADINLIK SANATI”
Projenin Amacı: Bu proje eğitim düzeyleri düşük, toplumsal yaşamdan uzak, dezavantajlı ya da fırsat eşitsizliği sebebiyle tiyatroyla asla karşılaşmamış ve karşı karşıya gelme ihtimali olmayan ailelere tiyatro aracılığı ile ulaşmayı, hanıma yüklenen toplumsal rollere, cinsiyet eşitsizliğinin bir tek bayanların değil, toplumun yaşam koşullarını zorlaştırdığı mevzusunda farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.
DIŞ SES
Oyunda biri ev hanımı diğeri iş hanımı iki hanım onlara çocukluklarından beri “öğretilenlerin içinde” yaşarken, bigün uyandıklarında yaşadıkları yerin bir kabin bulunduğunu fark ederler. Dışardan gelen ses onları yargılar ve sonsuza kadar buraya hapseder. Çıkış yolları arayan bayanlar, ilkin yalnız olmadıklarını, sonrasında da aslen kendilerini, kabini ve yargılayan sesi sorgularlar.
Adam egemen toplumunun kurguları ve kalıplarından kurtulmanın, ezberleri bozmanın, kabinden çıkmanın bir yolu var mıdır?
Trabzon Kent Tiyatrosunun Birleşmiş Milletler ortak programı kapsamında Sabancı Vakfı Bağışlama Programı tarafınca desteklenen Tek Sanat içerikli Projesi olan “Kadınlık Sanatı” adlı projemiz tüm hızıyla devam ediyor. “Dış Ses” adlı oyunun sergilenmesi, Film vizyonu ve hanımlarla imalathane çalışmalarını kapsayan proje şimdiye kadar Çayırbağı, Dernekpazarı, Yenicuma, Yeşiltepe ve Akoluk pilot bölgelerinde gerçekleştirilmiş ve pozitif yönde geri dönüşler alınmıştır.
Yazar : Zeynep KAÇAR
Yöneten ve proje danışmanı : Istek GÜVEN
Oyuncular ve proje ekibi :
Nuray Yeşilaraz, Serap Berber, Özkan Yıldırım, Adnan Akyüz, Ali Kemal Durmuş
Avukat : Işıl Demir Güner
Toplumsal Hizmet Uzmanı : Asuman Çebi
“Aldığımız izleyici tepkileri bizi hem şaşırtıyor hem de bu projeye olan inancımızı perçinliyor. Bu şekilde projeler daha fazlaca olmalı, şu sebeple toplumumuz okuma, düşünme ve irdeleme tembeli.”
Nuray YEŞİLARAZ
“Bir ihtimal iğne ile kuyu kazıyoruz. Fakat köylerde ya da ücra mahallelerde bayanların (ya da tüm izleyenlerin) tepkilerini görünce tiyatro ve sanatın empati kurma ve etkileme gücünün bir kez daha farkına varıyoruz.”
Özkan YILDIRIM
“Gene bayanların içinden doğacak bir aydınlanma serüveni için dere tepe gidiyoruz. Vardığımız yerlerde kah ineğini sağmadan gelen teyzeler, kah odun taşımadan gelen kız evlatları, kah tarlasından bahçesinden çıkan bayanlar, hepsi ile oyunun sonunda bir araya geliyoruz, sahnede izledikleri hanımefendileri kendilerine o denli benzetiyorlar o denli yakın buluyorlar ki her oyunun sonunda sarılıp, öpüşüyoruz. Kim bilir senelerdir içlerine hapsedilen kendi seslerini, kendi hikayelerini dile getirmemizin sevinciyle bakıyorlar gözlerimize, bunu duyumsamak her şeye değiyor doğrusu . . .”
Serap BERBER
Dış sesi Zeynep Kaçar niye yazdı, bu oyunu niçin emek verip sahneye taşıdık.
Sahneden söylenen her söz, anlatımın, gösterinin çeşidi ne olursa olsun, ister güldürü, dram, trajedi vs. havaya üflenen bir nefes değildir, o söz yaşamış olduğu toplumdan, dünyadan, konjünktürden bağımsız olması imkansız, hem ona dairdir, hem de münakaşaya, konuşmaya açılır. Derdi olanın derdi konuşulur doğal olarak, tartışılır, ortada dert yoksa söz de bir tek çalar oynatır. Benim derdim var, Zeynep Kaçar’ın derdi var, bu oyunu seçen Trabzon Kent Tiyatrosunun derdi var.
Birleşmiş Milletler tarafınca meydana getirilen bir araştırmaya bakılırsa,dünyadaki işlerin % 66’sı bayanlar tarafınca görülüyor. Buna rağmen bayanlar dünyadaki toplam gelirin sadece %10’una sahipler. Dünyadaki mal varlığının ise %1’ine sahipler. Başka bir deyişle dünyadaki işlerin %34’ü erkekler tarafınca görülüyor fakat erkekler dünyada ve toplam mal varlığının %99’una sahipler.
Dünyadaki bayanların %47’si ilk cinsel ilişkilerini zor kullanılarak yaşıyor. Halen minimum 54 ülkede hanımefendilere yönelik ayrımcı yasalar bulunuyor. Dünyadaki her üç hanımdan biri dayak yiyor, zorla sex halletmeye zorlanıyor.
Türkiye’den rakamlar ve istatistiklerse şu şekilde, (Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü İstatistikleri) Aile içi şiddetin %87’si hanımefendilere karşı isleniyor. Bu oran gecekondu semtlerinde %97’ye çıkıyor. Hanımefendilerin %20’si tahsilli değil, %40’ı evlenecekleri kişiye kendileri karar veremiyor, eğitim gören 100 hanımdan bir tek 2 tanesi yüksek öğretim görüyor, bayanların iş gücüne katılım oranı %27. 850 kaymakamlığın 17 tanesi hanım, 550 milletvekilinin 24 ü, belediye başkanlarının ise binde 5i. Rakamlar insanı acıtıyor.
Kadının cemiyet içindeki yeri, toplumun düzenini belirleyen ekonomik-üretim ilişkileri, kültürel-inançsal yapılanmalarından bağımsız değildir. Tüm etmenleri bir tüm içinde tek tek ele alıp düşününce ve adam yada hanım sunulan öğretileri-dayatmaları sorgulayınca adım atar aslen seyahat. Dış ses’ de biri ev hanımı, diğeri iş hanımı iki hanım, onlara çocukluklarından beri yüklenen “öğretilerin” içinde, günlük rutinlerini yaşarlarken, bigün değişik bir boyutta uyanırlar. İkisi de kabinlerin içindedir. Dışardan gelen bir ses onları yargılar ve sonsuza kadar buraya hapseder. Şaşkınlık ve ürkü halinde çıkış yolları arayan bayanlar, ilkin yalnız olmadıklarını, sonrasında da aslen kendilerini, kabini ve yargılayan sesi sorgularlar. Aslına bakarsak esasen hep kabinlerin, kutuların içinde yaşadıklarının farkına varırlar. Bizlere dayatılan kurgular ve kalıplardan kurtulmanın, ezberleri bozmanın, kabinden çıkmanın bir yolu var mıdır? Oyunun sonunda bayanlar birbirine merak ederler çıkış var mıdır, “becerebilir miyiz” diye. Hep birlikte becermek, bizlere sunulan kutuları, kabinleri itelemek, sorgulamak, aslen o kadar da rahat olan çıkış yolunu beraber bulmak umuduyla…
DİLEK GÜVEN
YÖNETMEN