Bebek sahibi olmak isteyen ve bunun için tüp bebek tedavisi düşünen adamların daha kaliteli spermlere haiz olmaları için beslenme alışkanlıklarında bazı hususlara dikkat etmelerinde yarar var.
Naturel yolla bebek sahibi olamayanlar için günümüzde en başarı göstermiş netice alınabilen tedavi yöntemi, tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinde; hanım ve adamın üreme hücreleri vücut dışına çıkarılır, laboratuar ortamında döllenme gerçekleştirilir ve gebeliğe en uygun olan embriyolar anne adayının rahmine yerleştirilir. İşte tüm bu işlemler gerçekleştirilirken, kısırlığa sebep olan pek fazlaca unsur dönem dışı bırakılır ve gebelik daha mümkün hale getirilir. Bu bağlamda aslına bakarsak tüp bebek tedavisindeki en mühim faktörler kadının yumurtaları ve adamın spermlerinin gebeliğe elverişli olmasıdır. Bunun dışındaki faktörlerin neredeyse tamamı tıbbın sunmuş olduğu imkanlar kullanılarak iyileştiriliyor ya da saf dışı bırakılıyor. Bu bakımdan hanımının yumurtalarının ve adamın spermlerinin canlı, hareketli, sıhhatli olmaları büyük ehemmiyet taşıyor. Bu üreme hücrelerinin kalitesinde de bir miktar genetik faktörlerin tesiri olsa da, çoğu zaman yaşam ve beslenme koşulları daha etkili oluyor. Bundan dolayı bebek sahibi olmak isteyen ve bunun için tüp bebek tedavisi düşünen adamların daha kaliteli spermlere haiz olmaları için beslenme alışkanlıklarında bazı hususlara dikkat etmelerinde yarar var.
Tüp bebek tedavisi öncesi adamların tüketmesi ihtiyaç duyulan besinler
Amaç ne olursa olsun, sıhhatli beslenme denildiğinde daima akla ilk olarak sebze ve meyve ağırlıklı naturel beslenme gelmelidir. Bu bağlamda her sebze ve meyve kendi mevsiminde semt pazarlarından taze olarak alınıp tüketilmelidir. Mevsimi haricinde tüketilen besinlerin besleyicilik kıymeti düşük olduğu şeklinde, zararı dokunan kimyasallar da içerme olasılığı yüksek.
Günde 2-2,5 litre su içerek tüm vücut sağlığı desteklenmeli. C vitamini, sperm üretimi ve kalitesinde mühim role haizdir. Portakal, mandalina, limon ve greyfurt beslenme sepetinden tamamlanmamış edilmemeli. Naturel zeytinyağlı yemekler ve salatalar tüketilmeli. Soğan, sarımsak şeklinde naturel antioksidanlar sofrada her daim bulunmalı. Meyveler; protein, vitamin, mineral ve lif deposu olduğundan günde 3 porsiyon meyve tüketilmeli. Bilhassa de elma, havuç ve muzun sperm üretimini desteklediği biliniyor. Kuruyemişler, sıhhatli yağlar bakımından fazlaca değerlidir. Günde 5-6 tane olmak kaydıyla her gün fındık, badem, ceviz şeklinde kuruyemişler yiyecek bir alışkanlık olmalı. Meyve ve sebzeler, kabuğu soyulmuş ya da pişmiş değil, mümkün olduğunca pişmemiş ya da azca haşlanmış şekilde tüketilmeli. Probiyotikler fazlaca mühim olduğundan, evde yapılmış kefir ve yoğurt ne olursa olsun günlük beslenmenin bir parçası olmalı. Evde yapılmış ya da güvenilir bir markanın ürünü olan nar ekşisi salatalara bol miktarda katılmalı.
Sperm üretimini destekleyen bu besinlerin tüketiminin yanı sıra, kaliteli spermler için kesinlikle D vitamini bakımından varlıklı beslenmek önemlidir. Bu bağlamda D vitamini deposu olan peynir, tereyağı, somon, uskumru, ton balığı şeklinde yağlı balıklar, patates, yumurta şeklinde besinlerin çoğunlukla tüketilmesi önemlidir.
D vitamini ihtiyacını karşılamak için kucak kucak güneş ışığından da yararlanmak ehemmiyet taşıyor.
Tüp bebek tedavisi öncesi adamların uzak durması ihtiyaç duyulan besinler
Sperm sayısını ve standardını düşüren en mühim etkenler kesinlikle sigara ve alkol kullanımıdır. Bu bakımdan tüp bebek tedavisi düşünen erkelerin tedaviden minimum 3 ay öncesinde bu zararı dokunan maddelerden kaçınmaları gerekiyor. Sağlıksız beslenme sperm üretimini de negatif etkilediği için; aşırı yağlı, tuzlu, şekerli hazır gıdaları beslenme sepetinden mümkün olduğunca uzak tutmak fazlaca önemlidir. Çay, kahve direkt olarak sperm üretimini negatif etkileyen, sperm standardını düşüren içeceklerdir. Bu sebeple tüp bebek tedavisi düşünen adamların günde 1-2 bardaktan daha çok çay, kahve tüketmemeleri öneriliyor. Sebze ve meyveler bizim mutfağımıza gelinceye kadar pek fazlaca işlemden, kimyasaldan geçiyor. Bu sebeple de meyve ve sebzeleri yıkamadan, daha doğrusu iyice temizlemeden yememek en doğrusudur.
Kaynak: